Stefan Zweig, 28 Kasım 1881 yılında Avusturya'nın Viyana şehrinde dünyaya gelmiştir.
Roman, oyun, biyografi yazarı ve gazeteci olan Zweig 1920-1930 yılları arasında edebiyat kariyerinin zirvesine ulaşmıştır. Stefan Zweig'in en iyi eserleri arasında bulunan "Satranç" adlı kitabı, dünyada en çok çevrilen eserlerin başında gelmektedir.
Naziler'in özellikle yahudi kitaplarını toplayarak yaktığı bir dönemde, Stefan Zweig'in de evi basılarak eserleri nazi zulmüne uğramıştır. Bunun sebebi Stefan Zweig'in Yahudi kökenli birisi olmasıdır. Zweig yaşanan bu olaydan sonra ülkesini terk ederek Londra'ya yerleşmiştir.
Londra da karısı Frederike'den ayrıldıktan bir yıl sonra yanında Charlotte Altmann adlı bir kadınla Portekiz'e gitti. Burada İngiliz vatandaşlığına müraccat etti ve Charlotte ile evlendi.
2. Dünya Savaşı sırasında Brezilya'ya konferans amaçlı giden Stefan Zweig Brezilya da yaşama kararı aldı. Burada ünlü kitabı "Satranç"ı kaleme aldı.
Nazi baskısından ve Avrupa'nın içine düştüğü durumdan büyük bir üzüntü duyan Stefan Zweig eşiyle beraber 22 Şubat 1942 senesinde zehir içerek intihar etmiştir.
Ünlü yazarın intihar mektubu 70. ölüm yıldönümünde, İsrail Ulusal Kütüphanesi tarafından intarnetten yayınlandı.
İşte Stefan Zweig’ın intihar mektubu:
"Özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: Bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke Brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. Her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım Avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. Ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. Ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. Bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. Ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. Bütün dostlarımı selamlarım! Hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! Ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”